Karadeniz düğünü

Başka oluyormuş.. Çok yakın bir arkadaşımın düğünü için Rize Çamlıhemşine gitmemiz gerekiyor. Önce İstanbul'dan Trabzon'a uçakla sonra ordan araba ile Rizeye ve tırmana tırmana Çamlıhemşine.. Cuma günü öğle uçağı ile Trabzona gittik. İndiğimiz minicik sevimli bir havalimanı.. Hemen kiraladığımız arabayı alıp yola çıktık. Yolda 3,5 yaşında ki oğlumun midesi bulandı ama sadece telefondan bişeyler izlediği için. Yoksa yol dümdüz kaymak gibi Rize'ye kadar sahilden gidiyorsunuz.  Yol üstünde Hanedan Restaurantta durduk ve akşam yemeği yiyelim dedik. Eşim ve annem kuru fasulye yediler bende oğlumla kıymalı pide. İkisi de muhteşemdi. Pide deyince zaten Karadeniz'de bi durmak lazım sanırım.. o nasıl bir hamurdur? O nasıl bir bolluktur? Tereyağından bahsetmiyorum bile kokusu hala burnumda!

Devam edelim yola diye kalktığımızda hava kararmıştı ve biz artık hiç bilmediğimiz bir yerlere tırmanıyorduk. Sağı, solu, yeşili, akan dereyi göremiyorduk. Otelimize vardığımızda hemen eşyaları bırakıp 10 derece havaya bakmadan fırladık dışarı. O nasıl bir oksijendir başımız döndü. Ama asıl bomba sabah uyandığımızda gördüğümüz manzara! Herşeyi yeşil her yer yeşilin her tonunda.. Penceremiz önünde San böyle gülümsedi. Biz mest!


Hemen kahvaltı ettik otelde ve çıktık dışarı. Tırmandıkça tırmandık ve yeşilin tonuna dağların arasından akan suyun serinliğine bakakaldık. Bir türk kahvesi içtik manzaraya karşı, bol bol içimize çektik mis gibi oksijeni! Hadi biz bu kadar büyülendik te San ne anladı da böyle uzun uzun daldı gitti orasını bilmiyorum.




Düğün ertesi gün öğle 3 te başladı ve gece neredeyse 2 de bitti. 11 saatlik düğün maratonunda derenin yanında kıyılan nikah, kokteyl alanının güzelliği, masalarımızın şıklığı ve eğlencenin son sürat sürmesi dışında aklımızda kalan yine yeşilin güzelliği doğanın içinde olmak ve doya doya oksijen.. Biz dönüş yolunda Rizenin içine girip zaman geçirdik, bir kez daha fasülye yendi, kavurmalı pide tadıldı ve en ilginç olanı susamsız Rize simiti..







Rizeden Trabzona dönerken yolda en çok sevdiğimiz yeşillerin arasına gizlenmiş tüneller.. Yağan yağmurla canlanan yeşiller ve yolun hiçte 2,5 saatmiş gibi gelmemesi..Bu arada havalimanına gelmeden hemen yol kenarında Laz böreği yapan müthiş bir pastane var Nejla Hanım adında, yemeden dönmeyin. Baklavanın arasına muhallebi koyunca bu kadar güzel bir lezzet olmamalıydı! Çok yedik çook..

Yorumlar

Bi de şuna bakıyım